Uzm. Dyt. İrem Çıldır
Ozempic, son yıllarda sağlık ve zayıflama dünyasında büyük bir yankı uyandırdı. Özellikle sosyal medya platformlarında, ünlü isimlerin ve fenomenlerin bu ilacı kullandığını duyurması, Ozempic’in popülaritesini daha da artırdı. İnsanların hızlı ve etkili sonuç arayışı, sosyal medya etkisi ile birlikte bu ilaçların büyük bir ilgi görmesine yol açtı.
Sosyal medyada ‘mucizevi zayıflama’ etkisiyle lanse edilen bu ilaçların, gerçekte kimler için uygun olduğuna dair kafa karıştırıcı bilgiler çoğalmaktadır. Ancak, Ozempic gerçekten herkes için uygun bir çözüm mü, yoksa bilinçsiz kullanımı ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir mi? Hangi mekanizmalarla kilo kaybı sağlarlar? Peki, bu ilaçların potansiyel faydaları kadar riskleri de var mı? Bu yazıda, Ozempic’in nasıl çalıştığını, kilo kaybı üzerindeki etkilerini, potansiyel risklerini ve uzun vadeli sonuçlarını bilimsel bir bakış açısıyla inceleyeceğiz.
Ozempic, etken maddesi semaglutid olan bir ilaçtır ve esas olarak tip 2 diyabet tedavisinde kullanılması amacıyla geliştirilmiştir. GLP-1 reseptör agonisti sınıfına ait bu ilaç, vücutta glukagon benzeri peptid-1 (GLP-1) hormonunu taklit ederek kan şekerinin düzenlenmesine yardımcı olur. GLP-1 reseptör agonistleri, günümüzde birçok hastanın klinik olarak anlamlı kilo kaybı sağlamasına yardımcı olan yeni bir ilaç sınıfının önemli bileşenleridir. GLP-1 ince bağırsakta üretilen; kan şekeri seviyelerini düşürme, mide boşalmasını yavaşlatma ve beyne tokluk sinyalleri göndererek iştahı baskılama gibi işlevleri olan bir hormondur. Ozempic türevleri, GLP-1 reseptörünün bir agonisti olarak çalışarak, daha fazla hormonun dolaşımda kalmasını sağlar (Xu et al., 2017).
Bu ilacın kilo kaybı üzerindeki etkileri yapılan klinik çalışmalarla desteklenmektedir. Örneğin, “STEP” adı verilen bir klinik çalışma serisi, semaglutid kullanımının, diyabetli ve diyabet dışı kilolu bireylerde önemli kilo kaybı sağladığını ortaya koymaktadır. Araştırmalar, Ozempic kullanan bireylerin %10 ila %15 arasında kilo kaybı yaşadığını göstermektedir. Ancak burada önemli bir nokta var: Bu kilo kaybı tek başına ilaç kullanımıyla değil, sağlıklı bir diyet ve düzenli egzersizle desteklendiğinde gerçekleşmektedir. Yani, sosyal medyada sıklıkla lanse edilen ‘mucizevi zayıflama iğnesi’ algısı gerçeği tam olarak yansıtmamaktadır. Bu ilaç sınıfına ait diğer bileşikler arasında liraglutid (Saxenda, Victoza), semaglutid (Ozempic, Wegovy, Rybelsus) ve tirzepatid (Zepbound ve Mounjaro) yer almaktadır. Bu ilaçlar genellikle yeniden yapılandırılmış maya hücreleri kullanılarak sentezlenmektedir ve ilk enjeksiyon formu 2005 yılında tip 2 diyabet hastaları için reçete edilmiştir (Gribble & Reimann, 2021). Bu ilaçların tamamı, GLP-1 hormonunun etkilerini taklit ederek çalışır, ancak içerik, dozaj ve kullanım amaçları bakımından farklılık gösterirler. Kilo kaybı amacıyla kullanılan ilaçlar arasında Ozempic ve Wegovy öne çıkarken, her biri farklı hastaların ihtiyaçlarına göre önerilebilir.
Ozempic’in etkili olmasını sağlayan mekanizmalardan biri, merkezi sinir sistemi üzerinde doğrudan etki göstererek hipotalamusun iştah düzenleyici merkezleri aracılığıyla açlık hissini baskılamasıdır. Bu mekanizma, bireylerin yiyecek alımını azaltmalarına ve dolayısıyla kalori kısıtlamasına yardımcı olur. Beraberinde, mide boşalmasını belirgin şekilde geciktirerek gastrointestinal sistemde besinlerin daha uzun süre kalmasını sağlar. Bu durum, bireylerde tokluk hissinin uzamasına ve öğünler arası açlık hissinin azalmasına yol açar. Sonuç olarak, günlük enerji alımı azalır ve vücut ağırlığında düşüş meydana gelir.
Bununla birlikte, GLP-1 reseptör agonistlerinin etkileri yalnızca iştah regülasyonu ve mide boşalmasının gecikmesi ile sınırlı değildir. Pankreas beta hücreleri üzerinde insülin salınımını artırıcı etkisi sayesinde postprandiyal (yemek sonrası) glukoz seviyelerinin dengelenmesine katkıda bulunur. Aynı zamanda, glukagon sekresyonunu baskılayarak hepatik glukoz üretimini azaltır. Bu etkiler, kan şekerinin stabil kalmasını sağlayarak hipoglisemi riskini azaltır ve ani açlık ataklarının önüne geçer. Ancak, uzun vadeli kullanım sonrası etkilerin kalıcılığı henüz tam olarak aydınlatılamamıştır. İlacı bırakan bireylerde, iştahın eski seviyelerine dönebildiği ve kilo kaybının sürdürülebilir olmayabileceği gözlemlenmiştir. Bu durum, GLP-1 agonistlerinin uzun süreli etkileri ve rebound kilo alımı hakkında daha fazla klinik çalışmaya ihtiyaç duyulduğunu göstermektedir.
GLP-1 analoglarının metabolik etkileri çok yönlüdür ve farklı biyolojik süreçleri etkilemektedir. Hipotalamik iştah regülasyonu ve gastrointestinal motilite üzerindeki etkilerinin yanı sıra, bu ajanlar hücresel düzeyde de modülasyon sağlamaktadır. Yapılan araştırmalar, GLP-1 agonistlerinin beta hücre proliferasyonunu artırarak pankreatik fonksiyonları destekleyebileceğini, inflamatuar süreçleri baskılayarak sistemik inflamasyonu azalttığını ve anti-apoptotik etkileriyle hücre ölümünü engelleyebileceğini ortaya koymaktadır. Kardiyovasküler fonksiyonlar üzerindeki olumlu etkileri arasında miyokardiyal iskemiye karşı koruyucu özellikler, kan basıncının düşürülmesi ve endotel fonksiyonlarının iyileştirilmesi yer almaktadır. Ayrıca, nöroprotektif özellikleri sayesinde Alzheimer ve Parkinson gibi nörodejeneratif hastalıklarla ilişkili süreçlerde potansiyel terapötik roller üstlenebileceği öne sürülmektedir.
Ozempic’in yaygınlaşmasıyla birlikte, bazı ciddi sağlık riskleri de gündeme gelmiştir. Özellikle mide bulantısı, kusma, ishal ve kabızlık gibi sindirim sistemi rahatsızlıkları ilacın en sık görülen yan etkileri arasındadır. Bunların yanı sıra pankreatit (pankreas iltihabı), safra kesesi taşları ve kas kaybı gibi daha ciddi komplikasyonlar da rapor edilmiştir. Ayrıca fareler üzerinde yapılan bazı çalışmalar, uzun süreli kullanımın tiroid tümörleri riskini artırabileceğini ortaya koymuştur. Ancak bu sonuçların insanlarda geçerli olup olmadığı henüz tam olarak kanıtlanmamıştır.
Bütün bu riskler göz önünde bulundurulduğunda, Ozempic her birey için uygun bir seçenek olmayabilir. Özellikle tip 1 diyabet hastalarının, hamile ve emziren kadınların, pankreatit veya tiroid kanseri öyküsü olan kişilerin bu ilacı kullanmaktan kaçınmaları gerekmektedir. Bununla birlikte, ilacın bilinçsiz ve doktor kontrolü olmadan kullanılması ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Bu nedenle Ozempic yalnızca tıbbi gözetim altında kullanılmalı ve kişisel ihtiyaçlara uygun olup olmadığı, bir sağlık profesyoneli tarafından değerlendirilmelidir.
GLP-1 tabanlı farmakolojik ajanlar üzerinde yürütülen uzun vadeli klinik çalışmalar halen devam etmektedir. Mevcut veriler, bu ilaçların kilo kaybı ve metabolik parametreler üzerinde olumlu etkiler sağlayabileceğini ortaya koysa da, uzun süreli kullanımın güvenliği, etkinliği ve tedavi kesildikten sonra ortaya çıkabilecek potansiyel yan etkiler hakkında daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulmaktadır. Bilim dünyasında, bu ilaçların gelecekte daha güvenli ve etkili formülasyonlarla kilo yönetiminde daha yaygın olarak kullanılabileceğine dair temkinli bir iyimserlik söz konusudur.
Sonuç olarak, Ozempic’in kilo kaybı üzerinde etkili olduğu bilimsel olarak kanıtlanmış olsa da, bu ilacı kullanmadan önce dikkatlice değerlendirilmesi gerekmektedir. İlacın uzun vadeli etkileri hala araştırılırken, sosyal medyada gördüğümüz mucizevi dönüşümler olası riskleri göz ardı etmemize sebep olabilir. Eğer kilo vermek istiyorsanız, öncelikle sağlıklı beslenme ve düzenli egzersizi yaşam alışkanlıklarınıza dahil etmek en doğru yaklaşım olacaktır. Tıbbi bir gereklilik olmadığı sürece, sadece moda olduğu için bir ilacı kullanmak yerine, bilimsel verileri dikkate alarak bilinçli tercihler yapmak en sağlıklı yol olacaktır.
Kaynaklar
Collins, J., Smith, R., & Patel, M. (2024). The Ozempic Era: GLP-1 Agonists and the Future of Weight Loss. Metabolic Research Journal, 12(3), 210-228.
Diabetes in Control. (2007). The discovery of GLP-1-based therapies. Diabetes in Control Medical Review, 15(4), 45-50.
Economist. (2024). Weight loss drugs: A $150 billion market by 2031? The Economist Health Report, 30(2), 12-18.
Gribble, F. M., & Reimann, F. (2021). The role of GLP-1 in energy balance and glucose homeostasis. Nature Reviews Endocrinology, 17(4), 253-269.
Müller, T. D., Finan, B., Bloom, S. R., D’Alessio, D., Drucker, D. J., Flatt, P. R., Fritsche, A., Gribble, F., Grill, H. J., Habener, J. F., Holst, J. J., Langhans, W., Meier, J. J., Nauck, M. A., Perez-Tilve, D., Pocai, A., Reimann, F., Sandoval, D. A., Schwartz, T. W., Seeley, R. J., … Tschöp, M. H. (2019). Glucagon-like peptide 1 (GLP-1). Molecular metabolism, 30, 72–130. https://doi.org/10.1016/j.molmet.2019.09.010
Xu, G., Li, Y., Sun, X., et al. (2017). Engineering yeast cells for the production of GLP-1 receptor agonists. Biotechnology Advances, 35(5), 675-688.