Bültenimize Kaydol

İKLİM KANUNU TASARISI

TBMM’de görüşülen “İklim Kanunu Tasarısı”, yetersiz emisyon azaltım hedefleri ve fosil yakıtlara bağımlılığı sürdüren yapısıyla, sosyal ve ekonomik eşitsizlikleri derinleştirme riski taşımaktadır. Bilimsel temelden uzak bu düzenleme; bir taslak niteliği bile taşımadan üstünkörü hazırlanmış, çeşitli vergilendirmeler uğruna; doğaya, üreticiye ve tüm vatandaşlara ciddi sorunlar yaşatacaktır.   

1. BU TASARI NEDEN GERÇEK BİR İKLİM KANUNU TASARISI DEĞİL?  

* Emisyon Azaltım Hedeflerinin Yetersizliği

Paris Anlaşması’nın (2015) 2°C hatta mümkünse 1,5°C hedefleri, küresel emisyonların 2030’a kadar %45 azaltılmasını gerektirmektedir (IPCC, 2022). Ancak, mevcut teklif, net sıfır emisyon hedefini 2053’e ertelemesi ve 2030 için somut bir azaltım planı sunmaması nedeniyle bilimsel gerekliliklerle çelişmektedir.   

* Fosil Yakıt Bağımlılığının Sürdürülmesi

Türkiye’nin enerji arzının %85’ini fosil yakıtlar oluşturmaktadır (IEA, 2021). Yasa tasarısı, kömür ve doğalgaz projelerini sonlandırmak yerine, “temiz kömür” gibi tartışmalı kavramlarla fosil yakıt endüstrisini desteklemektedir. Oysa IPCC (2022), kömür kullanımının 2030’a kadar tamamen terk edilmesi gerektiğini vurgulamaktadır.   

* Bilimsel Danışma Mekanizmalarının Eksikliği  

İklim politikalarının etkinliği, “bağımsız bilimsel kurulların” karar süreçlerine dahil edilmesiyle artar (UNEP, 2021). Ancak, teklifte İklim Bilim Kurulu gibi akademik ve bilimsel yapıların yetkileri sınırlıdır ve buna karşılık Karbon Piyasası Kurulu ve Cumhurbaşkanlığının hükmü geçerlidir bu da sürecinin bilimsel temelden uzak, sadece kar amaçlı olduğunun en açık göstergesidir.

* Enerji Yoksulluğunun Artması 

Fosil yakıt sübvansiyonlarının devam etmesi, enerji fiyatlarının uzun vadede “istikrarsız ve yüksek” kalmasına neden olacaktır. Özellikle düşük gelirli haneler, elektrik ve doğalgaz faturalarını ödemekte zorlanacaktır (IEA, 2022). Yenilenebilir enerjiye geçişin yavaş olması, enerji bağımsızlığını geciktirecek ve “ithal fosil yakıtlara bağımlılık” nedeniyle fiyatlar artmaya devam edecektir.   

2. GERÇEK BİR TASARIDA NELER BULUNMALI ? 

* Tasarının doğa üzerindeki etkileri detaylı ve bilimsel bir şekilde incelenmeli,
* Kirleten öder ilkesi katı şekilde uygulanmalı. 
* 2030’a kadar kömürden çıkış takvimi sunmalı.
* Enerji demokrasisini (yerel yenilenebilir kooperatifler) desteklemeli.
* Fosil yakıt çalışanları için adil geçiş fonu oluşturmalı. 
* Kapsamlı bir karbon fiyatlandırma mekanizması (vergiler veya ETS) getirilmeli.
* Halk sağlığı maliyetleri, kirletenlerden tahsil edilmeli. 
* Termik santrallerin kapatılması için net takvim konulmalı. 
* Halkın karar süreçlerine katılımını sağlamalıdır. 


3. YAŞAYACAKLARIMIZDAN BAZILARI NELER? 

* Kirleten Yerine Halk Bedel Ödeyecek  

Büyük sanayi tesisleri ve termik santraller, karbon vergisi veya etkin bir emisyon ticaret sistemi olmadan kirletmeye devam edebilecek.   

Hava kirliliğinin yol açtığı sağlık sorunlarının maliyeti, vatandaşların sırtına yüklenecek (WHO, 2022).

* Çiftçi Daha da Mağdur Edilecek 

Halihazırda tarım ve hayvancılık yapanların üstüne binen yüklere ek olarak “su kullanımı” veya “kimyasal gübre/pestisit kısıtlamaları”getirebilecek ve belli bir miktar üzeri su için ekstra vergilendirmeye tabii tutulacak.  

* Fosil Yakıt Sektörü Çalışanları İşsizlikle Karşı Karşıya Kalacak  

Kömür madenlerinin kapatılması gereken bir dönemde, tasarı “temiz kömür” gibi yanıltıcı kavramlarla sektörün ömrünü uzatmaktadır. Zonguldak, Muğla (Yatağan), ve Manisa (Soma) gibi bölgelerdeki madenciler, adil bir istihdam geçiş planı olmadan işsizlik riskiyle karşılaşabilir (ETUC, 2021).   

* Gelecek Nesiller Çaresiz Bırakılacak   

2053’e ertelenen net sıfır hedefi, bugünün gençlerini iklim krizinin en ağır sonuçlarına maruz bırakacaktır. 

Adıyla uyumlu olmayan bu tasarı, mevcut haliyle iklim krizini durdurmak bir yana, eşitsizlikleri körükleyen bir araç haline gelecek, kirletenleri korurken; yükü yoksul hanelere, çiftçilere ve gelecek nesillere yıkacaktır.

Bugün; geleceğimiz için, ülkemizin topraklarının verimliliğine yaraşır bir şekilde, bilimsel temelli, şeffaf ve halk odaklı bir iklim yasası adına hepimiz mücadele etmek zorundayız.

Kaydol
Her zaman güncel kalmak için e-posta listesine katılın.